7539 Sayılı Kanunla Getirilen Şirketlere Kayyım Ataması (Konuk Yazar SMMM Hüseyin Yörükoğlu)
Not: Makaleler yazarın kişisel görüşünü ifade etmekte olup kaleme alındığı tarihteki mevzuat düzenlemeleri açısından geçerlidir. Daha sonra meydana gelecek değişimler uygulamada farklılık yaratabilir. Bu nedenle makale tarihini göz önünde bulundurunuz.
24.02.2025
Konu: 7539 Sayılı Kanunla Getirilen Şirketlere Kayyım Ataması
4 Şubat 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7539 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. Maddesi ile Tasarruf mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) şirketlere kayyım olarak atanmasına ilişkin düzenleme yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu düzenleme, muhalefet partilerinin Anayasa’ya aykırılık ve ticari faaliyetler üzerinde risk oluşturduğu eleştirileri nedeniyle 9. Yargı Paketi’nden çıkartılmıştı.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 282'nci, 314'üncü ve 315'inci maddelerinde ve 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4'üncü maddesinde düzenlenen suçların işlendiği hususunda “şüphenin” varlığı halinde şirketlere ve mal varlıklarına 5 yıl süreyle TMSF kayyım olarak atanabilecektir.
Ancak hakim veya mahkeme tarafından, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak şirketlere kayyım atanmasına karar verilecek olmasına rağmen kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı kriteri önemli olmakla birlikte, somut hukuki ve fiili sebeplerin tartışılmadığı, mülkiyet ve zilyetlik haklarının korunmadığı anlaşılmaktadır.
TMSF’nin kayyımlık görevini tarafsız bir şekilde sürdürmesi gerekmekte olup bu sırada şirketin yararlarını korumak ve hukuka riayet etmek zorunluğu esas olmalıdır.
Fon Kurulu Başkanı ve üyeleri ile Fon personelinin, görevleriyle bağlantılı olarak bir suç işledikleri iddia edilmesi halinde soruşturmalar, fon başkanı ve üyeleri için ilişkili bakan ve personel için ise Fon Kurulu Başkanının izin vermesi kaydıyla yapılacağından bu durumda hakkaniyetli bir soruşturma yapılması çok önem kazanacaktır.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyımlık görevi kapsamındaki karar ve işlemlerine karşı açılan davalar, eylemin gerçekleştiği yer idare mahkemelerinde değil Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun merkezinin bulunduğu yer idare mahkemelerinde görülecektir.
İçinde bulunduğumuz özellikle Hazine ve Maliye Bakanının yurt dışından yatırımcı bulmaya çalıştığı bu dönemde yurt dışı ve yurt içi yatırımcıların şirketlerinin yönetimine el konabilecek kaygısı taşımamaları için TMSF tarafından titiz davranılması gerekmektedir.
Aksi takdirde üretim, Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları düşecek ülke ekonomisi gelişmiş batı ülkelerinde olduğu gibi katma değeri yüksek ürünlere yönelemeyecektir.
Üretimin düşmesi ile ithalat artacak, ödemeler dengesi bozulacak, üretim düşünce de işsizlik artacaktır.
(Hazırlayan: Hüseyin Yörükoğlu, SMMM)
PDF